Dünyada ortaya çıkan hastalıkların kendi dönemlerinde oluşturmuş olduğu krizleri hiç merak ettiniz mi?
Her büyük diye adlandıracağımız hastalıkların ya da virüslerin ortaya çıkmasıyla dünyada büyük bir buhran meydana geldi. Bu hastalıkların ortaya çıkarttığı ölümler ve bu hastalıklara karşı üretilen birtakım ilaçların(!) sebep olduğu yeni hastalıklar da bir silsile şeklinde devam etti. Ölümlerden sonraki süreçte ise büyük ekonomik krizler ve en son yaşadığımız sistemde de tarım krizi yani kıtlık ortaya çıkmıştır.
Dünyadaki bazı güçler bu süreçlerle başa çıkmak için karşılıksız para basıp dünya üzerinde devalüasyon oluşturmuş bu da tüm dünya genelinde enflasyona neden olmuştur.
Düşünsenize son 70 senedir dünya fiilen topyekûn bir savaş hâlinde değil. En son Rusya ile Ukrayna arasında üç devletin koordine ettiği Doğu ve Bati bloğu seklinde 1980’lerden hatırladığımız bir oyalama sureci yaşanıyor. Onu saymıyoruz 🙂
Son bir asırda dünya nüfusu hiç olmadığı kadar büyüme potansiyelinin içerisine girmiş oldu. Dünya üzerindeki hammaddelerin azalması bu kendi içerisinde masumca devam eden sisteme büyük bir tehdit oluyor. Yani aslına bakarsanız dünya nüfusu büyüdükçe dünya küçülüyor. Öyle bir sistem düşünün ki dünyada hammadde ihtiyacı azaldığı için bilim insanları bu maddeleri bulmak adına pasifik okyanuslarında, uzay boşluklarında, ayın karanlık yüzünde ve Antarktika’da yıllardır arayış halindeler.
Peki sizce de böyle bir kıtlık ortaya çıkıyorken dünyanın ya da sizlerin sıradan bir şekilde sabah kalk, elbiseni ütüle, işine gitmeden önce bir su iç, ise git ve orada kahvaltını yap. Öğle yemeğini de ye daha sonra aksam evine gel, TV karsısında otur ve ailenle sohbet ettikten sonra uyu ve tekrar sabah işe git sistemine izin verirler mi? Tabii ki de vermeyecekler.
Sözde nüfusun kovidden daha hızlı bir şekilde azalması gerekiyor. Bunu da en etkili olarak savaşla yapabilirler. Peki nasıl savaş? Hangi ülke bir diğer ülkeye savaş açarsa daha az hasarla ayrılabilir? Şu ekonomik buhranda daha az para harcayarak kazanabilir? Halkından daha az tepki çekebilir? Size söyleyeyim, hiçbir ülke buna cesaret edemez.
ABD (Süper güç olduğu dönemlerde) Irak ile savaşa girmişti. Irak savaşı tahminlerine göre 2 günde bitecekken 2 sene sürmüş, ABD ordusu büyük zayiatlar vermiş ve 2 milyar dolar zarara girmişti. Yani süper güç olan bir devlet bile karşısında avuç kadar olan bir millete savaş açmış olsa dahi bu işin içinden kolay kolay sıyrılamayacağını tüm dünya görmüş oldu. O yüzden kimsenin fiilen işin içinde olmadığı, hiçbir ülkenin kendisi adına sorumluluk almayacak ama tüm dünyanın da aynı anda tek bir noktada buluşacağı bir savaş düşünün.
Ben bu düşünce içerisine her girdiğimde aklıma onlarca savaş sanatı gelse de şu anki teknoloji çağına en uygun olanının yapay uzaylı istilası olduğu fikrine varıyorum. Dikkat edin ve son 1 senedir NASA’nın paylaşımlarını takip edin. Her ay açıklamalarının büyük bir kısmında ya kara delikten ses duyduklarına ya da uzaylılarla ilgili somut kalıntıların olduğunu söylüyorlar. Buna algı yönetimi savaşında, seni bilinçli bir şekilde bir surece alıştırmaya çalışmak denir.
Bu sistem içerisinde dünyanın en büyük ekonomilerinden bir tanesi olan ABD aynı zamanda dünyanın en borçlu devletiyken, fabrikalarını 24 saat hiç durmadan çalıştırıp dünya üzerindeki hammaddenin yüzde 40’ını kendilerine kullanan Çin varken, kızıl haç bekasını hala fiilen sürdürmek isteyen Rusya’yla, üstün Alman ırkını oluşturmak isteyen bir sanayi devi yahut dünyanın demir bileği olan İngiltere de dahilken sizce de bir şekilde patlamayacak mıydı?
Toplumların en büyük tehlikesi artık günümüzde hammadde ve doğal kaynakların hızlı tükenişi.
Haberlerde uzaylı istilası üzerinden kendi teknolojileriyle yapacakları saldırılarla artık bunu hangi ülke üslenir onu siz düşünün, Pakistan, Hindistan ve Çin taraflarına saldırılar düzenlendiğini düşünün. Bu süreçlerin gün geçtikçe büyüdüğünü ve dünya devletlerinin ortak kararlar alıp dünya savaşını başlattığını? Görülmemiş bir teknolojiye karşı, daha doğrusu insanlara duyurmadıkları teknolojilerden oluşan bir uzaylı ordusunu kendi dünyamıza saldırtan bir güç!
Yaşam belirtilerine karşı toplu ölümler!
Nüfusun her noktasına etki eden zehirli kimyasal silahlardan oluşan askerler. Sizi öldürmek yerine sizden doğacak nesillerin tamamını öldürmeyi hedefleyen bir sistem!
Sadece gündelik rutininizden çıkıp filtre kahvenizi elinize aldığınızda biraz düşünün.
Bu yazı yorumlara kapalı.